Bizi Ara

Çocuk Eğitiminde Ebeveyn Psikolojisi

ÇOCUK EĞİTİMİNDE EBEVEYN PSİKOLOJİSİ

Çocukların sağlıklı ve donanımlı bir birey haline gelmelerinde hiç şüphesiz Anne ve Babanın katkısı büyüktür. Temsil rolünde olan Ebeveyn, düşüncelerini, davranışlarını, söylemlerini dengeli bir şekilde harmanlayabildiği ve çocuğunu yetiştirme hususunda bilinçli olabildiği ölçüde başarılı olacaktır. Ebeveynin böylesi bir durumda psikolojisi olumlu olarak üst seviyede olacak ve o hanede büyüyen çocuklara da olumlu olarak yansıyacaktır.

Anne Babanın psikolojilerini zirve noktasına çıkaracak plan ve programı hayatlarına yerleştirmeleri gerekmektedir. Bu ilk başta biraz zor gibi olsa da, adım adım uygulanabildiği takdirde anne ve baba zamanla alışacak, bu minvaldaki tüm davranışlarında çok büyük hazlar duyacaklardır. Çünkü yapmış oldukları plan ve programın, çocukları üzerindeki tesirini ve faydasını an ve an gözlemleyebileceklerdir.

Ailelerin en fazla aldandıkları noktalardan biride, çocuk eğitiminin içerisinde zorda kaldıkları durumlarda çocuğa karşı baskıya, bağırmaya, hatta şiddet ve dayağa başvurmalarıdır. Bilinmesi gereken en baştaki mevzuu, dozajı ayarlanmayan her bir olumsuz davranış, çocuktaki latife ve duyguların ölmesine sebebiyet vermektedir. Bunu engellemenin yolu da, sağlıklı ve duyarlı davranabilme metotlarını uygulayabilmektir.

Ebeveynin sağlıklı davranış sergileyebilmesi, tüm aile fertlerinin sınırlarını belirleyip, herkesin bu sınırlara riayet etmesi ile doğru orantılıdır. Aile içerisinde koyulan sınırlar bir nevi yol gösteren levhalar gibidir. Bu sınırlar gerçekte, çocukların haklarını kısıtlamak ve bunu onlara baskı aracı olarak kullanmak değildir. Sınırlar ile birlikte çocuklar, korunup güvende oldukları hissini ve kendilerine değer verildiği duygusunu kazanmış olacaktır. Aile içerisindeki kurallara uymanın ve beraber hareket etmenin getirmiş olduğu sevgi ve saygının çocuklara sorumluluk duygusunu kazandıracağı aşikardır.

Hayatın içinde çocukluk dönemi de dahil sıkıntı çekmiş olan fertler, kendi çocuklarının rahat etmesi, hiçbir sıkıntıya düçar olmaması için, onların her istediklerini yerine getirmeye ve davranışlarına sınır koymaya çalışmazlar ise her türlü şeyde doyuma ulaşan, kendisine verilip te sahip olduklarının kıymetini bilmeyen şımarık, söz dinlemeyen ve sorumsuz bireyler yetiştirmiş olurlar. Davranışlarına sınır koyulmayan çocuklar, serbest, fevri, bencilce hareket etmelerinden ve okul, arkadaş ortamı ve bazı tüm sosyal çevrelerde uyum probleminden dolayı ayrıca tepki ile karşılaşacak, bu durum onları asosyal yapabilecektir. Çocukların gerçekten gerekli olan ihtiyaç ve isteklerini yerine getirmemek yanlış olduğu gibi, her isteklerine boyun eğmekte o kadar yanlıştır. Sınırlar, ebeveynin adil ve dengeli davranmasına da sebebiyet verir.

Ebeveyn tarafından ortaya konulan sınırlar, çocukların özgüven ve özsaygılarını kazanmaya sebebiyet veren ve etkili bir öğrenme aracı olan ‘’deneme-yanılma yöntemi’’ nin sağlıklı bir şekilde uygulanmasına etki eder. Evet, çocuk hata edecektir. Hata ettiği zaman, hatasını anlayıp düzeltmesi, sınırların net ve uygulanabilir olması ile doğru orantılı olacaktır.

Her davranışına müdahele ettiğimiz çocuklarımız, sorumluluk ve iç denetim duygusu gelişmeyen ve kendi ayakları üzerinde duramayan bir bireye dönüşecektir. Eğer ki hata edip, vazifelerini yerine getirmedi ise bedelini ödemeye razı olmalıdır. Aman zarar görmesin diye, yere düştüğünde kucaklayıp kaldırdıysak, ödevlerini zayıf alacak diye biz yapmaya kalktıysak veya tam tersi olarak her yanlış yaptığı zaman ona takatının üzerinde ceza yükleyip eziyorsak, senden hiçbir şey olmaz gibi şahsı ile ilgili olumsuz cümleler söyleyip hakaretler  ediyorsak, çocuğun akıl, kalp, ruhsal, psikolojik ve sosyolojik gelişimine dinamit koyuyoruz demektir.

Anne ve babalar olarak çoğu zaman davranışını onaylamadığımız çocuğumuzun cezayı hak ettiğini düşünür ve ona göre davranırız. Verilen cezalar, kısa bir süre için işe yaramış gibi gözükse de, uzun vadede hatalı davranışların düzelmesine fayda sağlamaz.  Ebeveynde daha etkili olsun diye, cezaların dozajını ve sayısını arttırır. Böylece çocukla kendi aralarındaki gerilim ve çatışma zemininin doğmasına sebebiyet vermiş olurlar. İç aleminde ve davranışlarına yansımasında, iç disiplinin oluşmasını sağlamayan bir cezai müeyyide karşısında çocuk, ‘nasıl olsa yaptığım yanlışın bedelini ödedim’ anlayışı ile kendisinin aklandığını düşünebilir. Böyle bir ceza, normalde anne babayı geçici olarak rahatlatır. Çocuğa etki etmediği için, caydırıcılığı ortadan kalkmış olan cezanın ebeveyn tarafından şiddete dönüşme ihtimali çok yüksektir. Şiddet ise çocuklar tarafından öğrenilip kopyalanabilen ve zehirli bir gaz misali hızlı şekilde sirayet edip yayılabilen bir davranıştır. Netice olarak kargaşa ve çatışma zemini içerisinde insani ve medeni olmayan dayak gibi aşırı şiddet içeren davranışlar doğabilir. İşte, ceza vermeye gerek duymadan doğru davranışların kazandırılması adına ‘’sınır koyma yöntemi’’ni devreye sokmak ebeveynler için bir gerekliliktir.

Aileleri ve uzmanlar tarafından, çocuğun duyguları, yaratılışı, çevresel faktörleri de göz önünde bulundurularak, onun gelişimine katkı sağlayacağı düşünülüp belirlenen sınırlara, çocukların uyma hassasiyetlerine karşı, ebeveynlerin kaygılarını dengeleyerek aktif sabır göstermeleri gerekmektedir. Çoğu zaman çocuk, ebeveyn olarak tasvip edilmeyen ve kendisine her açıdan zarar verebilecek bir davranışın veya uymasını istenilen kuralın, anne baba için ne kadar önemli olduğunu ve bu konuda taviz verilip verilmeyeceğini test etmek ister. Bunun için sınırlar ne kadar belli olursa olsun, o kafasının dikine gidebilir. İşte burada ebeveynler olarak, sık tekrarlanan onaylamadığımız davranışlardan hoşlanmadığımız çocuğa ayrıntıları ile ifade edilmeli, bu davranışlara devam edilmesi halinde, bazı bedellerin ödenebileceği açık ve seçik ama yumuşak bir üslupla belli edilmelidir. Tasvip edilmeyen ve çocukta görülmek istenmeyen olumsuz davranışların neden istenmediğini açıklamak ve sınırlara kurallara uymanın faydalarını anlatmak üzere, tüm aile fertlerinin katıldığı bir ‘’aile toplantısı’’  yapılması çok etkili olacaktır. Yapılacak olan bu aile toplantısında hatalı davranışların bir listesi yapılıp, olumsuz davranışlardan kaçınmak ve çözüm üretmek için yapılması gerekenler örnekleriyle beraber verilebilir. Bu toplantıda ayrıca uyulması gereken adab-ı muaşeret kurallarının da listesinin yapılması elzemdir.

Çocuklarında katılımıyla yapılacak Aile toplantısında listesi yapılan kurallardan birine uymamanın sonucu da yazılırsa, itiraz etme ve mazeret uydurma fırsatı da ortadan kalkmış olur. Elbette ki kurala uymamanın bir bedeli vardır. Ama bu bedelin, olumsuz davranış sergileyen çocuğun yerine getirebileceği tarzda olması gerekmektedir. Çocuğun yaptığı her hatalı davranış ve her yanlış, yapmış olduğu yanlışı tahlil edebildiyse, ona hayatı boyunca kullanabileceği tecrübeler kazandırabilecektir. Evet kuralı bozan çocuk sonucuna katlanacak ve görünürde hatalı davranış yüzünden bir şey kaybedecektir. Ama kayıplarından ders alacak ve sonraki süreçte daha dikkatli davranacak, yanlışa meyletmeyecek , bir şey kaybederken çok şeyi de kazanma fırsatını elde edecektir.

Genelde Ebeveyn ve çocuklar arasında, çocukların olumsuz davranışları sergilemesinden dolayı çıkan çatışma da, gerek ebeveyn gerekse çocuk kaybetmeyi değil kazanmayı ister. Oysaki, anne ve baba çocuğa bu meselenin ‘’kaybedeni yok mantığı’’ ile yaklaşabilirse, üzüm yeme gayreti içine girmiş olacak, bağcıyı dövmeyecektir. Yani önemli olan ebeveynin çocuğu inatlaşma zeminine çekmemesidir. Bunun içinde yaşanılması muhtemel her hadisede  sonuç odaklı cevaplar üretirken, çocuğu dinler gibi yapmadan, yargılı davranmadan, akıl vermeden, göz teması kurarak gerçekten dinleyip, çocuğun duygu ve düşüncelerini ifade etmesine fırsat vererek, ‘’sana değer veriyorum’’, ‘’sen de ailemizin bir ferdisin’’ mesajı ile ‘’kabul dili ve etkili dinleme yöntemi’’ni uygulaması, kördüğüm haline gelmiş meselelerin tadili adına ilmeklerin bir bir çözülmesi anlamına gelmektedir. Bu hususta gösterilen çaba doğrultusunda ve gerektiği ölçüde uzman psikolog ve pedagoglardan alınabilecek yardımlar ebeveynin işini daha da kolaylaştıracaktır.

 

Uzman Psikolog Hakan Özbayis

 

 

Formu doldurun size ulaşalım